About Recording


İngilizce konuşulan orjininal vahyi dinleyin:

İndirin (indirmek için sağa tıklayın)

Tanrı’nın Elçisi Marshall Vian Summers’a
2 Kasım 2009’da
Boulder, Kolorado, ABD’de
Vahiy edildiği şekilde

Bu kayıt hakkında


Bu ses kaydında duyduğunuz Melekler Meclisinin Marshall Vian Summers vasıtasıyla konuşmasıdır.

Burada, kelimelerin ötesinde var olan, Tanrı’nın orjinal iletişimi, dünyayı gözeten Melekler Meclisi tarafından insan diline ve anlayışına çevrilmiştir. Melekler Meclisi daha sonra Tanrı’nın mesajını Elçi aracılığıyla iletir.

Bu harikulade süreçte Vahyin Sesi tekrar konuşuyor. Kelime ve Ses dünyada. Tarihte ilk kez sizin ve dünyanın tecrübe edebilmesi için sözlü vahyin özgün kayıtları mevcut.

Vahiy armağanını alanlardan olasınız ve O’nun benzersiz Mesajı’nı kendinize ve hayatınıza kabul edecek kadar açık olasınız.




Okuyucuya not:
Bu çeviri, orijinal İngilizce metni çevirmek için gönüllü olan Yeni Mesaj öğrencileri tarafından Derneğe sağlanmıştır. Bu çeviriyi, insanların bu yeni formda kendi dillerinde bir araya getirme şansı bulabilmeleri için bu ilk haliyle dünyaya sunuyoruz.

Ruh ile ilgili herhangi bir değerlendirme, yalnızca mevcut koşullarınıza, gelişim aşamanıza ve deneyimleyebildiğiniz gerçeklik aralığına göre olmalıdır. Bu, elbette, dünyadaki herhangi bir ruhsal gerçek fikrinin karşılaştığı zorluktur – her şey nereden baktığınıza ve evrendeki ve Yaratılıştaki konumunuza bağlıdır.

Dolayısıyla bu realitede doğru olabilecek şeyler, bu dünyadan ayrıldığınızda en kesin olarak deneyimleyeceğiniz realitenin bir sonraki boyutunda doğru olmayabilir. Dini fikirler için kavga etmek, tartışmak ve savaşa girmek, en azından bir aptalın işi ve gerçekte tam bir trajedidir.

Sadece kutsal yazıların size Tanrı’nın Aklını ve İradesini söyleyebileceğini düşünmek büyük bir küçümsemedir. Çünkü bunu kendi içinizde İlim düzeyinde deneyimlemelisiniz.

Din, entelektüel bir çıkmaza giden bir yoldur veya ruhun ve ruhun dünyadaki misyonunu ve kaderini yerine getirme, insanlığa ve dünyaya hizmet etme konusundaki büyük ihtiyacıdnın keşfine giden bir yoldur. Herkes dünyaya hizmet etmek için dünyaya gönderildi. Ancak, elbette, bu ilk ve temel niyet, bugün deneyimlediğiniz dünyaya yol açan, kaybolmuş ve karıştırılmış, çarpıtılmış ve bozulmuştur.

Öyleyse şu soru ortaya çıkıyor: Ruh nedir? Burada size sonsuzla ilgili şeyler hakkında verdiğimiz herhangi bir anlayışın ve bu anlayışın, siz ilerledikçe gelişeceğini ve değişeceğini hatırladığınız sürece size çok yardımcı olacak bir anlayış vereceğiz. Bir çocuğa dünya hakkında söylediğiniz şey, bir yetişkine söylediğiniz aynı şey değildir. Bir çocuğa Tanrı hakkında söylediğiniz şey, bir yetişkine söylediğiniz aynı şey değildir. Bu nedenle, özellikle bu dünyanın ötesine geçen ve dünyadaki yaşam dediğiniz bu kısa yaşam süresinin ötesine geçen gerçeklerle uğraşırken, olgunluk derecenizin gerçekten farkındalığınızı ve anlayışınızı belirleyecektir.

Ruhun gerçekliği kesinlikle bu kategoriye girer. Siz dünyaya gelmeden önce yaratılmıştır ve siz dünyadan ayrıldıktan sonra da var olacaktır. Bu nedenle, dünyadaki zamanınızın ve faaliyetinizin sınırları göz önüne alındığında son derece geçici olan dünyevi anlayışınız, size sadece belirli bir perspektiften anlık bir bakış sağlayacaktır.

Ancak burada netlik, her zaman zihninizin genişlemesine izin vermek ve size kim olduğunuzun aklınız, fikirlerinizin kapsamı, veya anılarınız veya şikayetleriniz vb. olmadığını hatırlatmak için her zaman önemlidir. Dünyada yaratılan şeyler, sizin deneyiminizde dünya ile birlikte çok büyük ölçüde geçecektir.

Ruh nedir? Ruh, Tanrı’nın yarattığı, kalıcı olan ve bu yaşamdan önce var olan ve bu yaşamın ötesinde de devam edecek olan parçanızdır.

O zaman şu soru ortaya çıkıyor: sizin bahsettiğiniz İlim nedir? İlim, ruhunuzun Tanrı’dan ayrılmamış kısmıdır ve bu nedenle, bu durumda, dünyada yaşamanızdan dolayı özel yaşamınız ve koşullarınızla ilgili olarak Tanrı’nın İradesine, Tanrı’nın korumasına ve Tanrı’nın Bilgeliğine yanıt verebilen parçasıdır.

Yani özünde, ruhunuz ve İliminiz deneyiminizde henüz aynı değil. Bir Ayrılık halinde yaşayan deneyiminizdeki ruhunuz, kalıcı kimliğinizin Tanrı’dan ayrılan parçasıdır. Ama Tanrı’dan tamamen ayrılamayacağınız için, Tanrı’dan ayrılmayan parçanız, kurtarıcı lütfunuzu temsil eder.

Ruhu İlim ile yeniden birleştirin ve ruh tamamlanır ve ruhtaki Ayrılık sona erer. Başka bir deyişle, ruhun bir kısmı, hakiki gerçekliğiyle yüzleşmekten habersiz ve onunla yüzleşmekten korkarak ayrı bir varlık olarak yaşamda yolculuk ediyor. Ruhun Tanrı’dan hiç ayrılmayan kısmı da onunla berber gelir, ama o çok farklı bir şeylere tepki veriyor ve o çok farklı bir zeka türüdür.

Ayrılık asla tamamlanmadı çünkü kendinizi Kaynağınızdan ayıramazsınız. Bunu yapmaya çalışsanız ve kendinizi bu çabaya büyük ölçüde yatırım yapsanız da, o sonuçta başarılı olamaz. Bu nedenle tüm ruhlar, zamanla, belki de çok uzak bir gelecekte, Tanrı ile yeniden bir araya geleceklerdir.

Ayrılığın yaratıldığı an, zaman ve mekan yaratılmadan önce ona cevap verilmişti. Cevap, Tanrı’dan ayrılamayacağınız için verildi ve sonunda sizi kurtaracak olan da budur. Dini bağlılığınız veya inanç sisteminiz ne olursa olsun, zamanınız, kültürünüz ne olursa olsun – evrendeki Büyük Camia’da hangi dünyada var olursanız olun – bu sizin kurtuluşunuzdur.

İlim aracılığıyla Tanrı’ya dönersiniz, İlim, Tanrı’dan asla ayrılmamış en büyük parçanızdır. İlim terimini, çok derin tanıma ve bilme deneyimlerine sahip olma yeteneği ile ilgili olduğu için kullanıyoruz. Burada İlim, bir bilgi bütünü veya üniversitede öğrendiğiniz şeyler değildir. Burada Bilgi bir inanç sistemi, bir felsefe veya bir teoloji değildir. O içinizdeki Ruhun hareketidir.

Öyleyse burada söylediğimiz şey, Ruhunuzun bölünmüş olduğudur. İşte Ayrılık burada gerçekleşti, görüyorsunuz ya. Cennetten kovulmuş değilsiniz ya da bir hışımla Tanrı’ya kızmış, nispetçi bir eylem olarak, “Ben kendi realitemi yaratacağım!” aşıkların kavgası gibi, “Kendi başıma gideceğim! sana ihtiyacım yok! Sensiz yaşamaya gidiyorum. İzolasyona gideceğim,” diye bir şey yok, görüyorsunuz ya.

Elbette izolasyona girersiniz ve acı çekersiniz. Kaynağınızla bağlantınız kesildi, artık güvenliğiniz yok. Kalıcılık duygunuz yok. İçsel bir ilişki anlayışınız yok. Birey olarak dünyaya iltica ediyorsunuz. Biçim almayı benimsiyorsunuz. Dünyayı yönlendirmek için bir zeka geliştiriyorsunuz çünkü orası çok zor ve tahmin edilemez bir yer. Ve bu izolasyon, ayrılık ve cisimleşme konumundan, Tanrı’nın ne olduğunu anlamaya çalışırsınız.

Tanrı, insanlık için büyük dönüm noktalarında periyodik olarak dünyaya Mesajlar göndermiştir. Bu Vahiyler, akıllar ve hayal güçleri tarafından ele geçirilmiş, değiştirilmiş ve uygulanmış ve hakikat ve cehaletle dolu oldukları noktaya kadar tahrif edilmiştir. Onların içinde yolunuzu bulmak için, ki bunu kesinlikle yapabilirsiniz, gerçeği cehaletten ayırmanız gerekir.

Tanrı’yı aklınızla bilemezsiniz. O, bu kadar büyük bir şeyi kuşatmak için yaratılmadı. Çünkü bir akıl ancak diğer akılları değerlendirebilir. O ancak kendisi gibi olan şeyleri bir dereceye kadar değerlendirebilir ve Tanrı bir akıl değildir. İnsanlar Tanrı’yı bir kişi veya şahsiyet olarak düşünürler, ancak Tanrı bir şahıs veya şahsiyet değildir.

Tanrı’yı formüle etme ve sınırlandırma çalışmanızın ötesinde, ve kavrayışınızın ve kavramlarınızın ötesine geçerek, Tanrı vardır. Bu güneş sisteminizin güneşini anlamaya çalışan bir karınca gibi olurdu. O, güneşin gücünü deneyimleyebilir ve bildiğiniz dünyada yaşayabilmek için bundan faydalanabilir, ancak onun idrakı asla tam olarak tamamlanmayacaktır.

Tanrı’dan gelen Vahiyler her zaman, Ayrılığın içinizde onarılabilmesi ve nihayetinde sona erebilmesi için sizi daha derin doğanızla yeniden meşgul etmek amacı için olmuştur. Çünkü bu düzeltme gerçekleşene kadar Kadim Evinize, göksel durumunuza geri dönemezsiniz. Tanrı, Ayrılığınızı yaratmadı çünkü Tanrı Ayrılığı yaratmadı.

Tanrı gerçekliği etkiler, gerçek olmayanı değil. Ama Tanrı sizinle birlikte dünyaya İlmi gönderdi. O, seninle her yere gider. Bu şekilde Tanrı sizin hayatınıza bakmak zorunda değildir ve sizi kişisel olarak gözetmek zorunda değildir çünkü trilyonlarca evrenin Rabbi sizin günlük işlerinizle, meşguliyetleriniz veya iç çatışmalarınızla meşgul olamaz. Tanrı’nın sizinle her gün konuştuğunu düşünmek, yaptığınız şeyle meşgul olan bir tür küçük ilah gibi Tanrı’yı kişisel hizmetçiniz, ayak işleriniz yapan çocuğunuz yapmaktır.

Tanrı sizi geri çağıran, sizi Tanrı’nın Elçileri aracılığıyla çağıran, sizi bugün dünyada yaşayan gerçek manevi öğretmenler aracılığıyla çağıran, hatalarına ve yanlış anlamalarına rağmen sizi büyük gelenekler aracılığıyla çağıran Büyük Cazibedir.

Tanrı size yol göstermek, sizi korumak ve sizi dünyadaki daha büyük başarılarınıza yönlendirmek için İlimi verdi. Bu şekilde Tanrı, Tanrı’dan başka bir şey olmak zorunda değildir. Ve sizde içinizde daha büyük bir gerçek olduğu gerçeğiyle yaşamak zorundasınız – daha derin bir vicdan, aldatılamayacak, bozulamayacak ve bencil amaçlar için kullanılamayacak temel bir etik temelle.

Çünkü ilim, aklınızın bir kaynağı değildir. Nihayetinde, aklınız İlim için bir kaynaktır. Ama bunu görmek için, zekanızın muhteşem bir iletişim aracı olduğunu görmek için kimlik duygunuzu varoluşunuzun çok daha kalıcı ve daha derin bir bölümüne kaydırmanız gerekir. O, Ruh’u hapsetmek için değil, Ruh’a hizmet etmek için oradadır.

Ama sizi Kaynağınıza ve gerçek doğanıza döndüren bu devrim, dini ve dini lider olduklarını iddia edenler arasında bile çoğu insanın yaşamadığı bir şeydir. Onlar, inançlarına ve fikirlerine fazlasıyla bağımlıdırlar; bu, onların her insanın çıkması gereken daha büyük ruhsal yolculukta çok uzağa seyahat ettikleri anlamına gelmez.

Bir fakih ile Tanrı’nın Ruhu ile dolu olan kişi arasında fark vardır. Bu konuda başkalarını yargılamayın. Herkes, kendi kendini keşfetmesinin çeşitli farklı seviyelerinde bununla bir dereceye kadar mücadele ediyor. Birçok insan başlamadı bile. Bazıları başlangıçta zorlanıyor. Diğerleri de bu büyük dağa çıkarken mücadele ediyor ve yollarını bulmaya çalışıyor.

Entelektüel parlaklık İlimin gücü değildir. Dinleyicilerinizi belagat ile büyülemek ve etkilemek veya derin bir tarih çalışması, içinizdeki daha büyük İlim gücünü temsil etmez. İlim, etkili bir zihin aracılığıyla konuşabilir. O, etkili bir zeka yoluyla konuşabilir. Ve bunları hayatınıza uygun olana göre yapacaktır. Ama pek çok insanın yaptığı gibi ikisini karıştırmayın.

Ruhunuz kaybolur, ancak ruhunuz tamamen kaybolamaz çünkü İlim yoluyla, Tanrı’yı asla terk etmeyen parçanız aracılığıyla Tanrı’ya bağlıdır. Her an sizinle birlikte seyahat eden ilim, her gün her durumda yanınızda, size danışmanlık yapıyor ve size rehberlik ediyor.

Ama onun öğütlerini hissedemez ya da rehberliğini takip edemezsiniz çünkü dünya ve kendi içsel fantezileriniz ve korkularınız, kendi içsel çatışmalarınız, affetmezliğiniz, şikayetleriniz, tutumlarınız ve sabit inançlarınız tarafından o kadar kaybolmuş ve büyülenmişsiniz ki. Sanki şehir merkezinde bir çardaktasınız, kollarınız ve kafanız hisarda kilitli ve orada sıkışıp kaldığınız için dışarı çıkıp kasabanın içinde olamıyorsunuz. Bu senin dikenli tacın. Bu senin tutukluluğun.

Dünya parlak zekaları ve sanatsal yetenekleri kutluyor. Bireysel başarıyı kutlar. Ama İlmin gücünü ve varlığını bilmez. Azizlerini onurlandıracaktır, ancak ancak onlar ölüp gittiklerinde ve artık sosyal, politik veya dini bir sorun olmadıklarında.

Fakat insanlar yine de başkalarına ilham verebilirler çünkü İlim bir dereceye kadar onların içinden geçer. İlim her yerdedir. Bencil olmayan bağışlarla yapılan gösteriler, teşvik ve ilhamla yapılan gösteriler, bireylerin refahına ve milletlerin ve tüm dünyanın refahına sayısız katkı şekliyle yapılan gösteriler sayısız ve apaçıktır.

Her zaman İlimi gösteren bir dünyada yaşıyorsunuz ve her zaman İlimin inkarını gösteren bir dünyada yaşıyorsunuz. O zaman sen hangisinin üzerinde duracaksın?

İlmi inkar eden, özünde kötüdür, çünkü Tanrı’nın lütfunu ve kudretini inkar eder. Tanrı sizi bu şeyler için cezalandırmayacak, ancak bu sizi Tanrı’nın Lütuf ve Gücünü ve zamanla size geri kazandıracağı tüm kararlılık, rahatlık ve güvenlikten yoksun bırakacaktır.

Tanrı’ya dönüş, sadece bir gün vereceğiniz bir karar değildir. Birçok durumda ifade edilmesi ve gösterilmesi gereken, birçok karar eşiğine yol açan temel bir kalp değişikliğidir. İşte bu yüzden buradaki ilerleme adım adımdır. Artışlıdır.

Tanrı, Tanrı’ya yakın olmanıza izin vermeyecektir çünkü Tanrı burada olmanızı istiyor. Melekler onlara yakın olmanıza izin vermezler çünkü onlara yakın olursanız, tüm zorlukları, parçalanmış ilişkileri, sorunlu insan ilişkileri ile bu dünyada olmak istemeyeceksiniz. Tanrı, gözlerinizi dünyaya çevirmek istiyor, ancak size rehberlik edecek İlmin gücü ve varlığı ile.

Burada Ayırılık, adım adım, azar azar azaltılır. Gücü azalmaya başlar. Etkisi azalmaya başlar ve sizin ve burada bulunan tüm insanlara içkin olan daha büyük bir güç ile değiştirilir.

Gerçek bir nezaket eylemi herhangi bir yerde, her bir kültür tarafından kabul edilebilir. Dili çevirmek zorunda değilsiniz. Kültürü tüm boyutlarıyla anlamak zorunda değilsiniz. Bu konuda akademisyen olmanıza gerek yok. Bu sadece evrensel olarak tanınan bir eylemdir.

Dünya korku tarafından yönetilir – kaybetme korkusu, sahip olduklarını kaybetme korkusu, ölüm korkusu, tanınmama korkusu, reddedilme korkusu, kovulma ve inkar korkusu. Bu, Ayrılık durumunda var olan bir güçtür. Bu, Kadim Evinizde bilinmeyen bir şeydir.

Bu hayatın sonunda Tanrı’ya dönemezsiniz çünkü hazır değilsiniz. İlişki kapasitenizi yeterince geliştirmediniz. Ruhunuzla ilgili deneyiminizi henüz başkalarını yeterince içerecek şekilde genişletmediniz.

Hatta dünyada çok bilge ve ileri bir insan olsanız bile size daha büyük bir görev verilir. Belki sen de geride kalanlara hizmet edenlerden biri olursun. Belki de kendi soyuna ve uzun geçmişine göre hizmet etmek için evrenin başka bir yerine gönderileceksin. Hayatınızda İlimin yeniden kazanılması açısından bir dereceye kadar başarı elde ederseniz, Tanrı bunu boşa harcamayacaktır çünkü hediyeniz katkı yoluyla büyür. İlimin gücü katkı yoluyla büyür. Mesele maddi hayattan kaçmak değil. Bu, pek çok düzeyde, zihninizin şu anda tasavvur edebileceğinin bile ötesine uzanan bir hizmet meselesidir.

Cehennem, buraya geri dönüp her şeyi yeniden yapmaktan ya da orada olmanın daha da zor olduğu başka bir yere gitmekten başka nedir ki? Bu hayatın sonunda, Kıyamet Günü’nde Cennete veya Cehenneme gideceğinizi düşünmek, Yaratılış ve Tanrı’nın Planı hakkında hiçbir şey bilmeyen küçük çocuklar için bir dindir. Başarılarınız boşa harcanmayacak, fiziksel evrendeki yaşamın gerçekliğini oluşturan ayrılara hizmette büyütülecek ve genişletilecektir.

Yani burada görüyorsunuz ya, ruhunuz büyüdükçe küçülmüyor. Genişler. Artık tek bir ışık noktası değil, bir ışık kümesi haline geliyor. Eşsizliğinin bir kısmını korur, ancak gerçekliği ve kimliği, temel ilişkilerinin gücüne dayanır. Tanrı sizin nihai ilişkiniz olduğu için, dünyadaki geçici yaşamınızda daha büyük bir amaca hizmet eden gerçek ve özgün ilişkiler geliştirerek Tanrı’ya hazırlanırsınız.

Bu bakımdan Cehennem her zaman geçicidir. Tanrı’nın İradesi, Yaratılış’ın kopan ve diğer realitelerde kendini kaybetmiş olan tüm o küçük parçasını geri almaktır.

Trajedi zamandadır. Zamanın içinde acı çekiyorsun. Zamanın içinde fırsatları kaybediyorsun. Zamanın içinde, dünyada olma görevinde başarısız oluyorsun. Zamanın içinde, başkaları için daha fazla ıstırap ve bunun sonucunda da kendiniz için daha fazla ıstırap üretiyorsunuz – sorununuzu daha da karmaşıklaştırıyor, ikileminizi derinleştiriyor, zihninizi daha da karartıyorsunuz.

Bundan daha beter Cehennemler mutlaka vardır. İnsanlık, hem bireysel hem de toplu olarak kendisi için yaratabileceği ıstırap derecesinde kayda değerdir. Tanrı sonunda seni geri alacak, ama son bundan çok uzun zaman sonra olabilir ve zaman içinde acı çekiyorsun. Zaman içinde tükeniyorsun.

Ruhunuz, İlimin ıslahı olmadan yeniden bir araya gelemez. Bilge olan yanınız, ahmak olan yanınıza rehberlik etmelidir. Tanrı’dan ayrılmamış olan parçanız, hala Tanrı’dan Ayrı olduğunu düşünen parçanıza rehberlik etmelidir.

Bu şekilde, süreç zaten devam ettiği için Tanrı’nın kurtuluşunuz için özel bir çaba sarf etmesi gerekmez. Tanrı sizin terapistiniz, danışmanınız veya kişisel yardımcınız, hatta Melek Varlığı olmak zorunda değildir. İnsanlar Melek Varlığının yine cariyeleri, kişisel hizmetçileri gibi olduğunu düşünüyor. Bu, elbette, gülünç.

Ara sıra size tavsiyede bulunabilecek Görünmeyenler’in, Melek Varlığı’nın, bakmak zorunda oldukları binlerce kişi vardır. Seninle ve aptallığınla dalga geçmeyeceklerdir. Ama zihninizin hareketlendiği ve sizin için daha büyük olasılıkların ortaya çıktığı o anlara yanıt vereceklerdir.

O zaman, siz ilerledikçe ve ruhsal gelişiminizde ilerleme kaydettikçe, ruhunuz daha büyük, daha geniş ve başkalarını daha kapsayıcı hale gelir. Artık sadece kendin için yaşamazsın. Başkaları ve onların iyiliği için yaşarsınız. Belki başkaları algınız sadece ailenizi kapsıyor ama diğer insanları da kapsayabilir. Mahalleler ve topluluklarla ilgili daha büyük ilişki panoramalarını içerebilir. İnsanlığa temel ilişkileri olarak bakan bazı bireyler bile var. Ancak bu çok ileri bir durumdur ve yalnızca katkısı çok geniş bir alanda işlemesi gereken belirli kişiler içindir.

Dünyadaki en büyük amacınız sizin buluşunuz değildir ve ona kendi şartlarınızla gelemezsiniz. Size ifşa edilmelidir ve bu ifşanın gerçekleşmesi için istekli olmalısınız ve bunu aşamalı olarak alabilmek için sabır ve alçakgönüllülüğe sahip olmalısınız, çünkü hepsiyle aynı anda yüzleşemezsiniz.

Burada, zihninizin size hükmetmesine ve sizi kontrol etmesine izin vermiş olsanız da, zihninizin daha büyük realiteniz olmadığını ve onunla uygunsuz bir şekilde özdeştiğinizi anlarsınız. O, hala dünyadaki varlığının bir parçası. O, hala sizi birçok yönden farklı kılıyor. O, doğuştan gelen yeteneklerinizin kendilerini başkalarıyla ilişki içinde ifade etmeleri için hala bir yoldur. Ama siz şimdi daha büyük bir gücü dinliyorsunuz.

Bu güç hem içinden hem de öteden gelir. Melek Varlığı aracılığıyla zihninize mesajlar gönderilebilir, ancak en önemlisi içinizdeki İlimin bunları doğrulamasıdır.

İlim kesin olarak odak noktasıdır. O, Tanrı bile değildir. Tanrı’ya odaklanamazsınız. Tanrı hakkındaki fikirlerinize veya Tanrı hakkındaki inancınıza odaklanabilirsiniz, ama bu nedir?

Tanrı’yı kendi içinizdeki daha derin bir bağlantıyla, başkalarıyla daha derin bir bağlantılarla ve yaşamınızın akımlarına gerçekten rehberlik eden evrendeki Görünmeyen Güçlerle daha derin bir bağlantı yoluyla tecrübe edersiniz.

Zihniniz okyanusun yüzeyi gibidir – çalkantılı ve öngörülemez, anlamsız, dünyanın rüzgarlarıyla kamçılanan, bir gün sakin, bir gün çalkantılı. Yüzeye bakarsınız ve bundan hiçbir anlam çıkaramazsınız. Kişisel deneyiminizin sınırlarının ötesindeki göksel güçler tarafından yönetilen gelgitler tarafından yönetildiğini görmenin dışında, belirli bir yönü yoktur. Ancak bunun ötesinde, okyanusun kendisi, dünyanın sularını gezegenin her yerine hareket ettiren, dünyanın rüzgarlarından daha büyük güçler tarafından yönetilen daha derin akıntılara sahiptir.

Görüyorsun ya, aklın dünyanın rüzgarları tarafından kamçılanıyor. Mutlusun. Üzgünsün. Çalkantılısın. Tutarsızsın. Anlamsız şeyler yüzünden acı çekiyorsun. Anlamsız şeyler peşindesin. Kendinle ve diğer insanlarla çatışma halindesin. Ne yaptığını veya ne istediğini bilmiyorsun – derinden kafanız karışmış, derinden çelişkilisin. Bu bir karışıklıktır. Tanrı’nın bunu sizin için çözeceğini mi düşünüyorsunuz?

Tanrı sadece seni ondan uzaklaştırır. Ve yol boyunca, karışıklığı temizlersin. Kendinle ve başkalarıyla arandaki affetmezlik boşluğunu doldurursun. Telafi edersin. Rotanı değiştirirsin. Davranışını değiştirirsin. Fikirlerini değiştirirsin. Kendin hakkındaki tüm fikrini bile değiştirirsin.

İnsanlar böyle yapmaya istekli değilse, o zaman hiçbir şey olmaz. Rahip olabilirler. Vali olabilirler. Başkan olabilirler. Kral olabilirler. Her şeyi beyan edebilirler ama kendi içlerinde yarattıklarından başka bir şey değildirler. İlim olmadan, bu bir hiçtir – bir şamata, boş bir jest, rüzgarda ağlayan biri, unutulmuş, önemsiz.

Ama senin hayatın önemlidir. Siz unutulmadınız ve Tanrı, ruhun gerçek doğasını ve kurtuluşunu açıklamak için tekrar konuştu. Bu, tüm dünya dinlerinin kalbidir, ancak kalpte olan, akılda olan tarafından gizlenebilir.

İnanç gelenekleri içinde olan ve inanç geleneği olmayan birçok insan bu açıklamaya ihtiyaç duyar. Çünkü insanlık, dünyaya gelmekte olan büyük değişimle karşı karşıyadır – büyük zorluklar ve büyük meydan okuyuşlar. Bu şeyler, onlara nasıl karşılık vereceğinizi biliyorsanız, sizden gerçek armağanlarınızı ve daha derin doğanızı çağırabilir. Ama cevap verebilmek için onları tanımalı ve onlara hazırlanmalısınız. Ve bunun için Yaradan’ın yardımına ihtiyacınız olacak, çünkü insanlık habersiz ve hazırlıksız.

Bu dünyayı terk ettiğinizde, ruhunuz şimdi olduğunu düşündüğünüzden farklı olacak. İlerlediğinizde ve zihniniz genişlediğinde ve ruh tek bir ışık yerine bir ışık kümesi olmak üzere genişlediğinde, ruhun tanımı ve deneyimi çok farklı olacaktır.

Anlayışınız bu olsun.